13 Ocak 2018 Cumartesi

Doğu Perinçek "Asya Çağının Öncüleri: 21. Yüzyılda Lenin Atatürk ve Mao"

"Türkiye bir maymun değildir ve hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir." 
Mustafa Kemal Atatürk

Marx'ın kapitalist ülkelerde ve Avrupa'da beklediği devrime karşılık, doğuda ve kapitalist olmayan ülkelerde gerçekleşen devrimlerin emperyalizm çağındaki devrimler olduğunu Lenin'in, Mustafa Kemal'in ve Mao'nun vurgularıyla ortaya koyan bir eser Doğu Perinçek'in Asya Çağının Öncüleri adlı kitabı. Marx, kapitalizmin ilerlemesi ve zirveye ulaşmasıyla beraber, yaratacağı çelişkilerin devrim için gerekli koşulları sağlayacağını belirtmekteydi. Ancak hayatının son dönemlerinde artık bu görüşünden uzaklaşmaya başlayarak, Avrupa'da beklediği devrimin de aslında Asya'da olacağını sezmiştir. Perinçek'in de eserinde belirttiği üzere, örneğin Marx, Türk köylüsüne, Türk halkına odaklanarak devrimci karakterlerine vurgu yapmış, Avrupa köylülüğünün en ileri temsilcisini onlarda gördüğünü belirtmiştir. Bu, yalnız iyi niyetli bir ifade olmanın ötesinde, beklenen devrimin gerçekleşeceği coğrafyanın öngörüsünün Marx'ta da mevcut olduğunu ifade etmektedir. Tıpkı, Rusya'ya dair yaptığı çıkarımın da buna benzer oluşu gibi. 

Perinçek, devrimin, yani milli demokratik karakteri olan devrimlerin Marx'tan sonra gelişmiş kapitalist ülkeler yerine sömürge ve yarı sömürge ülkelerde antiemperyalist bir karakter sergileyerek, vatan savunması cephesinde yaşandığını belirtmektedir. Buna da, bahsettiğimiz gibi Rusya, Çin ve Türkiye örnekleri üzerinden devrimci liderleri ile değinmektedir. 

Avrupa solunun Marksizmin ortodoksi batağında kalması ve milli demokratik devrimleri yok sayarak Asya'ya sırt çevirmesinin karşı devrimci ve emperyalist bir konumdaki bakışını vurgulayan Perinçek, artık devrimleri anlamanın yolunun Lenin, Mao ve Mustafa Kemal'i anlamaktan geçtiğini anlatmakta. Burada, Avrupa'da kalan Marksist düşüncenin de bu devrimleri yok sayan, mesela Latin Amerika'yı yok sayan yönünü ya da Afrika'ya kör yönünü de anlamak mümkün oluyor. 

Kurtuluş Savaşı'nın temel gücünün, Marx'ın işaret ettiği üzere Türk köylüsü olduğunu vurgulayan Perinçek, Mustafa Kemal'in "Köylü milletin efendisidir" sözünün altında yatanın demokratik devrimin karakterini açıklama noktasında önemine dikkat çekiyor. Tıpkı sonrasında Mao'nun Çin için izleyeceği yolda da yaşanacak süreç gibi.

Vatan savunması karakterinden ve vatanseverlikten yoksun bir devrim beklentisinin, kapitalizm çağında kalmış analizlerin ötesine geçemeyen beklentiler ve sözde devrimci iddiaların ancak Marx'ı, Lenin'i, Mustafa Kemal'i anlayamayanların hayal dünyası olduğunu kitap boyunca görebilmek mümkün. Mustafa Kemal'in ve Kemalist devrimin Asya ve ezilen ülkeler için nasıl bir önder olduğunu, Asya'daki devrimlerin yapısal olarak birbirlerine nasıl benzediğini ve aynı cepheye karşı nasıl bir mesaj olduğunu anlamak için metin iyi bir kaynak.

İşçilerin vatanı yoktur, diyen Marx'tan ancak ve sadece vatansız solculuk çıkarma yanılgısına düşenlerin işçilerin ulusal bağımsızlıklarını sağlamadan nasıl bir esaret altında olacaklarını idrak edemeyen günümüz sözde soluna karşı vatan savunmasının, antiemperyalist duruşun ihtiyacını tarihin ortaya koyduklarıyla ve nedense okuyup anlamadıkları teorinin desteğiyle ele alıyor yazar.

Artık devrimlerin antiemperyalist bir nitelik taşımak zorunda olduklarını çünkü çağımızın emperyalist bir çağ olduğunu belirten yazar, ele aldığı her üç vakanın da antiemperyalist cephede gerçekleştiğini vurgulayarak, antiemperyalizmin neden savunulması mecburi bir hat olduğunun altını tekrar tekrar çiziyor.

Hiç yorum yok: